
En Sık Hangi Durumlar Neden Olur?
Günlük yaşantımızda omurga travmalarının önemli bir kısmını Trafik kazaları sonrası yaralanmalar ve yüksekten düşmeler oluşturmaktadır. Omurga kırıkları ve yaralanmaları omurganın boyun kısmından kuyruk sokumuna kadar herhangi bir bölgesinde olabilir. Omurga yaralanması, Omurganın en hareketli bölgesi olan sırt ve bel omurlarının birleştiği (12. sırt omuru ve 1. bel omuru arası, T12 – L1) yerde görülmektedir. Kırıkların %70’i sırt ve bel omurlarında % 5-10’u boyun omurlarında ve geri kalanı ise daha aşağı bölgelerde görülür.
Belirtiler Nelerdir?
Hastalarda lezyonun yerine göre boyun, bel veya sırt ağrısı olabilir. Travma sonrasında ise ani başlayan boyun, bel veya sırt ağrısı tipiktir. Ağrı ayağa kalkma veya yürüme ile kötüleşir. Travma hikayesi olmadan kemik erimesine bağlı omurga kırıkları da gelişebilir. Kemik erimesi sonrası oluşan kırıklarda ağrı şikayeti tolere edilebilir olduğundan hasta bu durumu fark etmeden günlük yaşantısına devam edebilir. Omurganın çökme kırığı, zamanla kemikte daha fazla yükseklik kaybına yol açarak omurganın ve dolayısıyla hastanın duruşunu bozabilir ve “kifoz” denilen kamburluk durumuna yol açabilir.
Omurga kırığı omuriliği yada omurilikten çıkan sinirlerde hasar oluşturduysa hastalarda değişik şekillerde felçler görülebilir. Hasta kollarını ya da bacaklarını hareket ettiremeyebilir. Bu güçsüzlüğe his kaybı da eklenebilir. İdrar ve dışkılama kontrolü bozulabilir.
Tanı Nasıl Konur?
Hastalığın hikayesi, Hastanın şikayeti, ve muayene bulguları tanı için oldukça önemlidir. Röntgen(direkt grafi) Yaralanma şüphesi olan hastalara ilk yapılacak tetkiktir. Çoğu zaman yaralanmanın olup olmadığını, omurga kemiklerindeki dizilimi, Omurga kemiklerindeki çökmeleri ve kaymaları başarılı şekilde gösterebilir Bilgisayarlı tomografi (BT) omurga kemiklerinin yapıları hakkında detaylı bilgi verir. Omurilik kanalı içine girmiş kırılmış kemik parçalarını net bir şekilde gösterir. Kırığın miktarı, şekli ve cinsi hakkında bilgi verir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkiki omurgadaki yumuşak dokular hakkında daha fazla bilgi verir. Böylece omurilik, sinir dokusu, kıkırdak, ligamanlar ve bağ dokusuna ait detaylı bilgiler sağlanır. Sonuç olarak hastada omurilik hasarı, omurga kırığına eşlik eden travmatik fıtıklar, omurilik veya etrafındaki kanamalar, bağ dokusu ve ligaman yırtıkları detaylı bir şekilde değerlendirilebilir.
Tedavi Nasıl Yapılmaktadır?
Konservatif (Koruyucu)Tedavi
Konservatif koruyucu tedavi çoğunda yeterli olmaktadır. Burada esas amaçlanan travmaya maruz kalmış omurganın hareketini azaltarak hem iyileşmeyi hızlandırmak, hem de ağrının azalmasını sağlamaktır. Korseyle beraber kırığın şekli ve yerine göre değişen sürelerde yatak istirahati uygulanabilir.
Ağrı kesici ilaçlar, hareket kısıtlaması, korse kullanımı ve kemik gücünü ve yoğunluğunu artırıcı ilaçlar sayesinde kemiğin kendi kendine kaynamasını sağlanabilir. Tıbbi tedavinin yeterli olamayacağı durumlarda cerrahi tedavi denenir.
Cerrahi Tedavi Nedir? Ne Zaman Gerekir?
Ağrının kontrol edilemediği veya omurgadaki çökmenin kritik düzeylerde olduğu hastalarda ameliyat gerekir. Birincil hedef bası altında bulunan omurilik ve sinir köklerinin rahatlatılmasıdır.
Minimal İnvaziv Cerrahi
Bu yöntemde hasta lokal anestezi ile ameliyathane şartlarında özel görüntüleme yöntemleri eşliğinde kırığın olduğu bölgeye kalın iğnelerle girilerek kırığın durumuna göre çöken kısım çimento ile yükseltilebilir (kifoplasti) veya içerisine direk dolgu
yapılabilir (vertebroplasti). Bu sayede çöken omurgadaki ağrı kaybolur ve omurga güçlendirilir. Hastalar bu işlemlerden sonra aynı gün veya ertesi gün eve gönderilebilirler.
Spinal Füzyon Ameliyatı
Bazı durumlarda hastalar bu tedaviye uygun olmamaktadır. Bu durumda ise açık ameliyat yapılır. Açık ameliyat ile omuriliğe baskı yapan kemik parçalar çıkarılır. Parçalanmış omurga gövdeleri metal kafesler yada destekleyici kemik yapılarla değiştirilir. Omurganın dizilimini sağlamak, yük taşıma özelliğini geri kazandırmak için buna ek olarak, omurların titanyum vidalar ve çubuk sistemleriyle sabitleştirilmesi gerekebilir. Kemik destek ve kaynamayı arttırmak için vücuttan alınan yada dışarıdan hazırlanmış greftler kullanılabilmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Omurga çökme kırığının belirtileri arasında aniden başlayan veya giderek şiddetlenen sırt veya bel ağrısı, boy kısalması, kamburluk (kifoz), hareket kısıtlılığı ve sinir köklerine baskı nedeniyle bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük bulunur.
Omurga çökme kırığı teşhisi, fizik muayene ve görüntüleme testleri ile konur. Röntgen, omurların yüksekliğini ve kırığın yerini gösterir. MRI, sinir kökleri ve yumuşak dokular hakkında daha detaylı bilgi sağlar. CT taramaları da kırığın detaylı incelenmesini mümkün kılar. Ayrıca, kemik yoğunluğu testi (DEXA) osteoporoz varlığını değerlendirmek için kullanılır.
Omurga çökme kırığından korunmak için kemik sağlığını korumak ve güçlendirmek önemlidir. Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, düzenli egzersiz, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınma, sağlıklı bir beslenme düzeni ve osteoporoz risk faktörlerini azaltmak için gerekli önlemleri almak önemlidir. Ayrıca, düzenli kemik yoğunluğu kontrolleri yaptırarak osteoporozun erken teşhisi ve tedavisi sağlanabilir.
Tedavi seçenekleri arasında cerrahi olmayan yöntemler ve cerrahi müdahaleler bulunur. Cerrahi olmayan tedaviler dinlenme, ağrı kesiciler, fizik tedavi, korse kullanımı ve osteoporoz tedavisini içerir. Cerrahi tedaviler ise vertebroplasti, kifoplasti ve spinal füzyon gibi yöntemleri kapsar. Hangi tedavi yönteminin kullanılacağı, kırığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.